Ana içeriğe atla

Marmaris'te Bir Tatil Köyü: Bozburun

Ege aşığı biri olarak yine hayran kaldığım bir kasaba anlatacağım bu yazımda. İşte ismini coğrafi özelliğinden alan Marmaris'e bağlı Bozburun gezi rehberim...

Adı üzerinde olan boz tepelerin eteklerine kurulmuş oldukça sakin bir tatil köyü burası. Bozburun Marmaris'e en uzak güneybatı ucunda yer alıyor. Mavinin en güzel tonlarını görmek için gidilebilecek en güzel yerlerden biri. Ayrıca yaşadığınız şehrin gürültüsünden uzaklaşmak istiyorsanız hayatın akışını biraz daha yavaşlatmak istiyorsanız Bozburun kesinlikle doğru adres. Burada hem güneşin tadını çıkarıp hem de düzenlenen tekne turları ile bozburun koylarını görme imkanı sağlayabilirsiniz.


Marmaris'e uzaklığı yaklaşık olarak 45 km. Marmaris'ten Bozburun'a minibüslerle ulaşım mevcut. Farklı bir seçenek olarak benim gibi otostop çekerek de ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Zorlu bir otostop yolculuğu sonrası ulaştığım Bozburun'da beni ilk karşılayan bölgenin sessizliği oldu. Bölge ilk bakışta huzurlu bir yer olduğunu gösteriyor misafirlerine.

Bozburun'da konaklama için birçok seçenek mevcut oteller, pansiyonlar ve yeni yapılan bungalov evlerde tatilcilerin hizmetinde. Ayrıca bu doğa harikası kasaba da kara ulaşımının olmadığı teknelerle ulaşımın sağlandığı otellerde bulunuyor.


Şimdi bu hayran kaldığım kasabanın tarihinden biraz bahsedelim. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Bozburun'un her noktasında kuytuda kalmış limanları gözleyen kaleler görebilirsiniz. Antik çağda, Karia isimli bölgede bulunan Bozburun’un bilinen en eski adı Tinos’tur. Bu tarihi balıkçı kasabası adeta teknelerden duvar örülmüş bir bölge haline gelmiş. Bölgenin bu hale gelmesinde ki en büyük etken ise Bozburun'un coğrafi yapısı, kasaba tekneler ve yatlar için adeta doğal bir liman. Ayrıca tekne sahiplerinin de bu kasabayı tercih etmelerinin bir başka sebebi ise denizin hemen bitiminde yerleşim yerlerinin ve marketlerin bulunması. Bu sayede denizde kaldıkları zaman diliminde gerekli olan malzemeleri çok rahat bir şekilde temin edebiliyorlar. Aynı zaman da geleneksel hale gelen gulet yapımı da bölgenin gelir kaynakları arasında. Kış mevsiminde tekneler, tamir ve bakım için Bozburun'un korunaklı koylarında ağırlanıyormuş.




Bozburun gündüzleri denize girip akşam üstleri güneşin batışını izleyip geceleri ise sessizliği dinleyebileceğiniz muazzam bir koy. Gece saatlerinde de göl gibi kıpırtısız bekleyen denize girmenizi kesinlikle tavsiye ederim ay ışığının yakamozu içinde yüzerken sırt üstü denize uzandıktan sonra gözlerinizi gökyüzüne açın, muazzam yıldız tarlasını görün ve suyun içinde ki minik balıkların atlama seslerini işitin. İşte size rahatlama seansı...


Ege koyları ve sahilleri beni hiç bir zaman yanıltmadı her birinde farklı deneyimler elde ettim. Fakat daha gezilip görülmesi gereken birçok yer var. Başka ege yazılarında görüşmek üzere...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihi Kaş Ve Büyülü Olympos-Çıralı

Antalya’nın en batısında yer alan küçük bir o kadar da şirin bir tatil beldesi Kaş. Turistlerin gözdesi konumunda olan Kaş Toros dağının yamacına Likyalılar tarafından kurulmuş. Tarihte Antiphellos, Habesos ve Andifli gibi bir çok isimle anılmış. Karia ve Likya Bölgeleri arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların kesişme noktasında bulunan Antiphellos, aynı zamanda bir ticaret limanıymış. Tarihte olanlardan bu yana birçok uygarlığa ev sahipliği yaparak üzerinde tarihi izler bulunan antik kent, Roma Dönemi’nde önem kazanmış ve Bizans Dönemi’nde de piskoposluk merkezi haline gelmiş. DEV BEGONVİLLER VE TAŞ BİNALAR Aynı zamanda antik kent gezmekten hoşlanmayanlar ise Kaş’ın şahane kumsallarında güneşlenebilir, kanoya binebilir ya da yamaç paraşütü yapabilir. Kaş’ın merkezini balık lokantaları, hediyelik eşya satan şirin dükkanlar ve tur acentelerini kaplıyor.   Ara sokaklar ise tamamen bir yarım ada olduğunu dev begonvilleri ve taş binalarıyla belli ediyor. Daracık sokaklarda ...

İlklere İlk Yazım

Seneler; bir çok insan fazlasıyla şey yaşar bu zaman diliminde ve bir çok anı biriktirir. Aslında insanın senelerce en çok yaptığı şey susmaktır belki de ya bazen yeri değildir yada mantıksız gelir konuşmak. O yüzden yazıyorum bende bir zamandan beri. Ama burada farklıymış gerçekten sustuklarım hep bendeydi önceden şimdi başkaları da okuyabilir hissi var. Hem telaşlı hem mutluyum aslında. Bu mecraya  girmeden önce sürekli hangi konu hakkında yazabilirim diye çok düşündüm. Kesin bir konu belirleyemedim kafamda sonra fark ettim ki ben sadece yazmalıyım aslında konu önemli değil, sadece bir şeyler anlatmalıyım. İşte bu istekten ötürü de ilk blog yazımın içerisindeyim şuan. Her şeyin ilki için çelik gibi bir cesaret olmalı bence. Mesela okula ilk gittiğim günü hatırlıyorum da sanki o köpekli yoldan geçen ben değilim. İlk kız arkadaşın elini tutmak örneğin nasıl bir cesaret gerektirir bilirsiniz. Bu da benim bu mecrada ki ilk yazım ve her ilk gibi cesaret gerektirdi. Umarım sonucund...

Amasra'ya İsmini Veren Güçlü Kraliçe, Amastris

Bartın'ın şahane tatil köyü Amasra ile tanışmaya ne dersiniz... Amasra, bence Karadeniz'in en tatlı yerlerinden biri. Kuytu da köşede kalmış şirin ama bir o kadar da tarihiyle kişiyi büyüleyen yer. Şehrin gürültüsünden yorulduysanız ve balığınızı şöyle Karedeniz'in hırçın dalgalarına karşı ellerinizle özgürce yemenin tadına varmak istiyorsanız adresiniz kesinlikle Amasra. Birçok adasıyla göz dolduran Amasra mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. 3000 yıllık tarihi ve hala içinde barındırdığı medeniyetlerle balıkçılık, çekicilik ve yerel sanatlarıyla mavi ve yeşilin buluşma noktası. İlk adı Sesamos olan Amasra antik çağda Paflagonya denilen bölgenin liman kentlerinden biri olduğu bilinmektedir. 13'üncü yüzyılda o zaman Cenevizlilerin elinde olan Amasra'ya Fatih Sultan Mehmet bir sefer düzenler ve şehre tepeden bakarak lalasına dönüp o meşhur sözü söyler, "Lala, lala!, Çeşm-i cihan bu m'ola" ve kaleye haber göndererek "Bu kadar güzel bi...