Ana içeriğe atla

Mayaların Kıyameti - Apocalypto

Bu yazımda çok uzun zaman önce izlemiş olduğum ve fazlasıyla haz aldığım ama hakkında şimdi bir şeyler yazma fırsatı bulduğum apocalypto filmi ile karşınızdayım. Bu filmi ne kadar beğendiğimi eskiden izlemiş olmama rağmen hala aklımdan çıkmayışından anlayabilirsiniz.






Filmin ismi olan Apocalypto'nun anlamı kıyamet demekmiş. Yönetmenliğini, yapımcılığını ve senaristliğini Mel Gibson’un yaptığı film, Amerika kıtasında uzun yıllar hüküm süren Mayaların insan kurban etme ayinlerini anlatıyor.

Filmin genel özelliklerinden ve oyuncu kadrosundan biraz bilgi vermem gerekirse;
Yönetmen: Mel Gibson
Senaryo: Mel Gibson, Farhad Safinia
Görüntü Yönetmeni: Dean Semler
Yapım: 2006, ABD, 139 dk.
Oyuncular: Rudy Youngblood (Jaguar Paw), Dalia Hernandez (Seven), Jonathan Brewer Sky), Carlos Emilio Baez (Turtles Run), Ramirez Amilcar (Curl Nose), Israel Contreras (Smoke Frog), Israel Rios (Cocoa Leaf), María Isabel Díaz (Mother in Law), Espiridion Acosta Cache (Old Story Teller)



Filmin giriş sahnesinden de anlaşılacağı gibi kendi bölgelerinde özgürlük ve mutluluk içinde yaşayan yerli kabilenin genç üyesi ve ailesinin etrafında gelişen hikayeyi anlatıyor. Yerli halkın yaşadığı kabileye bir sabah işgalci güçlerin yaptığı baskın izleyiciyi filmin içine çekmeye yetiyor. Daha sonra işgalci kabilenin onları şehir merkezine götürüyorlar. Yağmacıların onları yanında götürmesinin sebebi ise kadınları köle pazarında satmak iken erkekleri dini törenleri için kurban etmek. Çünkü kabilenin zor dönemden geçtiği açlıkla ve kuraklıkla baş etmeye çalıştığı ve tanrılarının kana susadığı düşünülüyor. Filmin en korkunç ve en heyecanlı yerlerinde biri bu sahne diyebilirim. Ana karakterimizin bu ayinden kurtulmasını ise size filmi izleyerek görmenizi tavsiye ederim.



Apocalypto filminin en hayran kaldığım özelliklerinden birisi ise filmin, Yuvatec dilinde (Maya lehçesi) çekilmiş ve İngilizce alt yazı ile piyasaya sürülmüş olması. Bence Orjinal dilin kullanılması gerçekten çok büyük incelik. Filmin bir diğer hayran bırakan yönü ise kostüm ve makyaja çok büyük önem gösterilmiş olduğudur. Ekrana yansıyan görkemli planlar ise gerçekten çok etkileyici.

Mayaların tarihi hakkında izleyende fazlasıyla merak uyandıracak bu filmi izlerken eminim asla sıkılmayacaksınız. İyi seyirler...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihi Kaş Ve Büyülü Olympos-Çıralı

Antalya’nın en batısında yer alan küçük bir o kadar da şirin bir tatil beldesi Kaş. Turistlerin gözdesi konumunda olan Kaş Toros dağının yamacına Likyalılar tarafından kurulmuş. Tarihte Antiphellos, Habesos ve Andifli gibi bir çok isimle anılmış. Karia ve Likya Bölgeleri arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların kesişme noktasında bulunan Antiphellos, aynı zamanda bir ticaret limanıymış. Tarihte olanlardan bu yana birçok uygarlığa ev sahipliği yaparak üzerinde tarihi izler bulunan antik kent, Roma Dönemi’nde önem kazanmış ve Bizans Dönemi’nde de piskoposluk merkezi haline gelmiş. DEV BEGONVİLLER VE TAŞ BİNALAR Aynı zamanda antik kent gezmekten hoşlanmayanlar ise Kaş’ın şahane kumsallarında güneşlenebilir, kanoya binebilir ya da yamaç paraşütü yapabilir. Kaş’ın merkezini balık lokantaları, hediyelik eşya satan şirin dükkanlar ve tur acentelerini kaplıyor.   Ara sokaklar ise tamamen bir yarım ada olduğunu dev begonvilleri ve taş binalarıyla belli ediyor. Daracık sokaklarda ...

İlklere İlk Yazım

Seneler; bir çok insan fazlasıyla şey yaşar bu zaman diliminde ve bir çok anı biriktirir. Aslında insanın senelerce en çok yaptığı şey susmaktır belki de ya bazen yeri değildir yada mantıksız gelir konuşmak. O yüzden yazıyorum bende bir zamandan beri. Ama burada farklıymış gerçekten sustuklarım hep bendeydi önceden şimdi başkaları da okuyabilir hissi var. Hem telaşlı hem mutluyum aslında. Bu mecraya  girmeden önce sürekli hangi konu hakkında yazabilirim diye çok düşündüm. Kesin bir konu belirleyemedim kafamda sonra fark ettim ki ben sadece yazmalıyım aslında konu önemli değil, sadece bir şeyler anlatmalıyım. İşte bu istekten ötürü de ilk blog yazımın içerisindeyim şuan. Her şeyin ilki için çelik gibi bir cesaret olmalı bence. Mesela okula ilk gittiğim günü hatırlıyorum da sanki o köpekli yoldan geçen ben değilim. İlk kız arkadaşın elini tutmak örneğin nasıl bir cesaret gerektirir bilirsiniz. Bu da benim bu mecrada ki ilk yazım ve her ilk gibi cesaret gerektirdi. Umarım sonucund...

Amasra'ya İsmini Veren Güçlü Kraliçe, Amastris

Bartın'ın şahane tatil köyü Amasra ile tanışmaya ne dersiniz... Amasra, bence Karadeniz'in en tatlı yerlerinden biri. Kuytu da köşede kalmış şirin ama bir o kadar da tarihiyle kişiyi büyüleyen yer. Şehrin gürültüsünden yorulduysanız ve balığınızı şöyle Karedeniz'in hırçın dalgalarına karşı ellerinizle özgürce yemenin tadına varmak istiyorsanız adresiniz kesinlikle Amasra. Birçok adasıyla göz dolduran Amasra mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. 3000 yıllık tarihi ve hala içinde barındırdığı medeniyetlerle balıkçılık, çekicilik ve yerel sanatlarıyla mavi ve yeşilin buluşma noktası. İlk adı Sesamos olan Amasra antik çağda Paflagonya denilen bölgenin liman kentlerinden biri olduğu bilinmektedir. 13'üncü yüzyılda o zaman Cenevizlilerin elinde olan Amasra'ya Fatih Sultan Mehmet bir sefer düzenler ve şehre tepeden bakarak lalasına dönüp o meşhur sözü söyler, "Lala, lala!, Çeşm-i cihan bu m'ola" ve kaleye haber göndererek "Bu kadar güzel bi...