Birçok Karadeniz aşığı için en önemli şehirlerden biri şüphesiz Rizedir. Yemyeşil doğası ve durmak bilmeyen akarsuları ile Rize yayla turizminin ülkemizde ki en önemli temsilcisidir . Rize yolculuğu için Trabzon'dan otostopa başladığımızda çok heyecanlıydık. Fakat saatlerce çekilen otostop sonrası bu heyecan yerini umutsuzluğa bırakmaya başlamıştı. Fakat uzun bekleyişin ardından sarı renk bir minibüs hedefimiz olan Ayder yaylasına kadar götürdü.
BETONLAR İÇİNDE BİR YAYLA "AYDER"
Çamlıhemşinde bulunan Ayder yaylası Çamlıhemşin ilçe merkezine 19 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Ayder'e doğru ilerlerken yol boyunca Ladin ve Kayın ormanları sizi sık sık selamlayacaklardır. Çamla kaplı yamaçları geride bıraktıkça temiz havanın sizi etkisi altına aldığını fark edeceksiniz. Ayder'e ilk girdiğiniz anda betonlaşmaya karşı koymaya çalışan ve hala güzel kalabilen yemyeşil bir yayla karşılıyor sizi. Daha sonra uzaklardan birçok tulum sesi gelecek kulağınıza ve horon çığlıklarını duyduğunuz da yüzünüzde yorgunluğunuzu unutturan bir gülümseme. Yayla'da her bütçeye uygun bungalov evlerden lüks otellere, aile pansiyonlarından yayla evlerine kadar birçok konaklama çeşidi bulunuyor.
Ayder yaylasında dağın zirvesinden çıkan su dağın eteklerinde muazzam görünümlü bir şelaleye dönüşüyor. Görüntüsü sebebiyle gelin tülüne benzetildiği için Gelin Tülü Şelalesi olarak bilinir. Gelin tülüne karşı yöreye özgü yiyecek olan mıhlamayı da tatmadan dönmeyin derim.
BULUT TARLASINDA GÜN BATIMI "HUSER YAYLASI"
Rize'ye gitmişseniz gitmeniz gereken asıl yer Huser Yaylasıdır. Kesinlikle görmeniz gereken bu yayla sizi bulutların üstüne çıkma tabirini gerçek anlamda yaşatan bir yer. Fakat Huser Yaylasına ulaşım oldukça zor, toprak yoldan 2320 rakımı olan bir yaylaya tırmanmanız gerekecek. Ama size şunun garantisini verebilirim zirveye ulaştığınız da karşılaşacağınız manzara kesinlikle tüm yorgunluğunuzu yok edecek.
Bizim Huser Yaylasına çıkma maceramızın herkesten daha zor olduğuna kesinlikle eminim çünkü otostop çektik ve sonucunda yayla zirvesinde çalışma yapmaya giden bir vince binmek zorunda kaldık. Son derece çamurlu ve virajlı yollarda aracımız sürekli çamura gömüldü ve her virajda saatlerce vakit kaybettik. 2 saat sonra zirveye vardığımız da işte o muhteşem manzara bizi inanılmaz heyecanlandırdı.
Sanki Dünya'nın bütün sessizliği oraya toplanmıştı üşütmeyen ama güzel hissettiren bir sis esintisi içinde kalmanın verdiği mutluluk var Huser'de. Tam bu güzelliği tadarken o hafif esinti önünüzde ki sisi dağıtıp O muazzam bulut tarlası manzarasını çıkarttığında karşınıza hafif şaşkın bir gülümseme belirecek suratınız da. Sonra O manzaraya karşı salıncağa bineceksiniz sonra siz sallanırken bulutların üzerinde güneş batacak pamuk gibi bulutların içine... İşte böyle bir yer Huser... Yolunuz Rize'ye düşerse ilk gitmeniz gereken yer bence kesinlikle Huser.
YAŞLI ASKER "ZİLKALE"
Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinin 12 km güneyinde bulunan Zilkale, Dağların arasında ve Fırtına Deresinden yaklaşık 100 metre yükseklikte bulunan son derece iyi korunmuş büyüleyici bir yapı.
Zilkale'nin çok kısa şekilde tarihinden bahsedecek olursak Osmanlı döneminde ki adı Zir kale olup "aşağı kale" anlamına gelmekteymiş. Önceleri ahşap halde inşa edildiği tahmin edilen kalenin taş zemine dönüştürülmesi 13. yüzyılda sağlanmış. Bizans döneminde doğu yönünden gelebilecek saldırıları bir gözetleme kalesi olarak kullanılmış.
Zilkale küçük bir kale olmasına rağmen dağların tamamının bekçisi gibi yüzyıllardır orada duruyor. Zamanında o coğrafya da yaşamış insanları tehlikelerden koruyan yaşlı bir asker gibi şimdilerde de ziyaretçilerinin onu ziyaret edip hakkettiği değerin gösterilmesini bekliyor.
'BEYAZ GÜRÜLTÜ' PALOVİT ŞELALESİ
Zilkale'den aşağı doğru devam ettiğiniz de 7-8 km'lik bir yoldan sonra işte sizi karşılayan O 'beyaz gürültü' Palovit'in ta kendisi...
Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde bulunan Palovit Şelalesi Rize'nin debisi en yüksek şelalelerinden biri olma özelliğini taşıyor. Gür ormanların içerisinde bulunan Palovit 15 metre yükseklikten köpürüyor. Son derece bakir bir alan da bulunan bu doğa harikası şelaleye giderek su damlacıklarının teninize değmesine izin verin.
BETONLAR İÇİNDE BİR YAYLA "AYDER"
Çamlıhemşinde bulunan Ayder yaylası Çamlıhemşin ilçe merkezine 19 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Ayder'e doğru ilerlerken yol boyunca Ladin ve Kayın ormanları sizi sık sık selamlayacaklardır. Çamla kaplı yamaçları geride bıraktıkça temiz havanın sizi etkisi altına aldığını fark edeceksiniz. Ayder'e ilk girdiğiniz anda betonlaşmaya karşı koymaya çalışan ve hala güzel kalabilen yemyeşil bir yayla karşılıyor sizi. Daha sonra uzaklardan birçok tulum sesi gelecek kulağınıza ve horon çığlıklarını duyduğunuz da yüzünüzde yorgunluğunuzu unutturan bir gülümseme. Yayla'da her bütçeye uygun bungalov evlerden lüks otellere, aile pansiyonlarından yayla evlerine kadar birçok konaklama çeşidi bulunuyor.
Ayder yaylasında dağın zirvesinden çıkan su dağın eteklerinde muazzam görünümlü bir şelaleye dönüşüyor. Görüntüsü sebebiyle gelin tülüne benzetildiği için Gelin Tülü Şelalesi olarak bilinir. Gelin tülüne karşı yöreye özgü yiyecek olan mıhlamayı da tatmadan dönmeyin derim.
BULUT TARLASINDA GÜN BATIMI "HUSER YAYLASI"
Rize'ye gitmişseniz gitmeniz gereken asıl yer Huser Yaylasıdır. Kesinlikle görmeniz gereken bu yayla sizi bulutların üstüne çıkma tabirini gerçek anlamda yaşatan bir yer. Fakat Huser Yaylasına ulaşım oldukça zor, toprak yoldan 2320 rakımı olan bir yaylaya tırmanmanız gerekecek. Ama size şunun garantisini verebilirim zirveye ulaştığınız da karşılaşacağınız manzara kesinlikle tüm yorgunluğunuzu yok edecek.
Bizim Huser Yaylasına çıkma maceramızın herkesten daha zor olduğuna kesinlikle eminim çünkü otostop çektik ve sonucunda yayla zirvesinde çalışma yapmaya giden bir vince binmek zorunda kaldık. Son derece çamurlu ve virajlı yollarda aracımız sürekli çamura gömüldü ve her virajda saatlerce vakit kaybettik. 2 saat sonra zirveye vardığımız da işte o muhteşem manzara bizi inanılmaz heyecanlandırdı.
Sanki Dünya'nın bütün sessizliği oraya toplanmıştı üşütmeyen ama güzel hissettiren bir sis esintisi içinde kalmanın verdiği mutluluk var Huser'de. Tam bu güzelliği tadarken o hafif esinti önünüzde ki sisi dağıtıp O muazzam bulut tarlası manzarasını çıkarttığında karşınıza hafif şaşkın bir gülümseme belirecek suratınız da. Sonra O manzaraya karşı salıncağa bineceksiniz sonra siz sallanırken bulutların üzerinde güneş batacak pamuk gibi bulutların içine... İşte böyle bir yer Huser... Yolunuz Rize'ye düşerse ilk gitmeniz gereken yer bence kesinlikle Huser.
YAŞLI ASKER "ZİLKALE"
Rize'nin Çamlıhemşin ilçesinin 12 km güneyinde bulunan Zilkale, Dağların arasında ve Fırtına Deresinden yaklaşık 100 metre yükseklikte bulunan son derece iyi korunmuş büyüleyici bir yapı.
Zilkale'nin çok kısa şekilde tarihinden bahsedecek olursak Osmanlı döneminde ki adı Zir kale olup "aşağı kale" anlamına gelmekteymiş. Önceleri ahşap halde inşa edildiği tahmin edilen kalenin taş zemine dönüştürülmesi 13. yüzyılda sağlanmış. Bizans döneminde doğu yönünden gelebilecek saldırıları bir gözetleme kalesi olarak kullanılmış.
Zilkale küçük bir kale olmasına rağmen dağların tamamının bekçisi gibi yüzyıllardır orada duruyor. Zamanında o coğrafya da yaşamış insanları tehlikelerden koruyan yaşlı bir asker gibi şimdilerde de ziyaretçilerinin onu ziyaret edip hakkettiği değerin gösterilmesini bekliyor.
'BEYAZ GÜRÜLTÜ' PALOVİT ŞELALESİ
Zilkale'den aşağı doğru devam ettiğiniz de 7-8 km'lik bir yoldan sonra işte sizi karşılayan O 'beyaz gürültü' Palovit'in ta kendisi...
Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde bulunan Palovit Şelalesi Rize'nin debisi en yüksek şelalelerinden biri olma özelliğini taşıyor. Gür ormanların içerisinde bulunan Palovit 15 metre yükseklikten köpürüyor. Son derece bakir bir alan da bulunan bu doğa harikası şelaleye giderek su damlacıklarının teninize değmesine izin verin.
Yorumlar
Yorum Gönder