Ana içeriğe atla

Bir İspanyol Dizisi: LA CASA DE PAPEL




            Yeni yazımdan herkese merhaba. Yabancı dizi sektörünü hayranlıkla takip eden bir toplum olarak son zamanların çok konuşulan dizisi La Casa de Papel'den bahsetmek istiyorum bu yazıda.  Bir Netflix dizisi olan La Casa de Papel İspanyol yapımı bir dizi. İspanyol kanalı olan Antena3 için çekilmiş olan dizi Neflix tarafından satın alındı ve bir çok kişinin hayran olduğu bir dizi haline geldi.

         

Diziden biraz bahsetmek gerekirse; Profesör lakaplı kişi yıllardır tasarladığı ve aslında babasının hayali olan İspanyol darphanesine baskın yaparak ele geçirme planını gerçekleştirir. Basit bir baskın değildir bu aylarca uğraşmış, plan yapmış ve Berlin, Tokyo, Rio, Denver, Moskova, Oslo, Helsinki ve Nairobi gibi kişileri toplayarak bir ekip kurmuştur. Dizi boyunca sürekli flashbacklerle örülen dizi izleyiciyi zaman zaman karakterlerin duygularını hissetmemizi sağlıyor. Bu sebepten dolayı izleyici kendini karakterlerin içinde hissediyor. Dizinin daha ilk bölümünde karakterler darphaneye giriyor ve bu durum diziyi basit bir soygun dizisi olmaktan uzaklaştırıyor. Tokyo lakaplı karakterin sesinden dinlediğimiz dizide hayranı olduğumuz karakter sürekli değişiyor. Şahsen
ben ilk bölümlerde Berlinden nefret ederken son bölümlerde ona hayran kaldım.


            Profesörün yapmış olduğu planlar onu polisten hep bir adım öne çıkarıyor. Ayrıca akla gelmeyecek hileleri olan profesör izleyiciye "yok artık" dedirtiyor. Diziyi izlerken adeta her karakterin bir özelliğine hayran kalıyorsunuz ve içten içe ekibin galip gelmesini istiyorsunuz. Zaten onlarında dediği gibi onlar hırsız değil, başkasının parasını çalmıyorlar, onlar kendileri için para yapıyorlar. Dizinin en başında izleyiciyi hayran bırakan en önemli özelliği, profesörün ilk kuralı olan kimsenin özel hayatını ve kişisel bilgilerini bilmemeleri. Profesörün mükemmeliyetçi yapısı dizinin orjinalliğini ortaya koyuyor.


             La Casa de Papel dizinin kurgusu, aksiyonu ve dramı ile izleyiciyi daha ilk bölümden içerisine çeken bir dizi olma özelliği taşıyor. Adeta bitirmek için başından kalkamayacağınız bir dizi ... Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Putin'in Geçmişi Ve Gücü

Rusya, 144 milyon nüfusu, çok sayıda özerk cumhuriyeti ve uçsuz bucaksız coğrafyası ile dev bir ülke. Ve Vladimir Putin, Rusya’nın o soğuk ve kasvetli havasını adeta yüzüne resmetmiş, donuk bakışlı otoriter bir lider. Siyah kuşak judocu, eski KGB ajanı, spor sevdalısı ve son derece sert karakterli bir adam. Bazılarının modern zamanın Rus çarı olarak nitelendirdiği bu lider akıllı telefon kullanmıyor, herhangi bir sosyal medya hesabı yok. Piyanoya, müziğe ve tarih kitaplarına da oldukça ilgili duyuyor. İngilizce bildiği halde konuşmayı pek tercih etmiyor. Aynı zamanda Almancayı ana dili gibi kullanabiliyor. Ancak uluslararası oturumlarda kendi dili olan Rusçayı konuşmayı tercih ediyor. Forbes dergisi her yılın sonunda Dünya’nın en güçlü insanları listesini yayınlıyor. Bu liste liderlerin global olaylar üzerinde ki etkisi ve onların popülaritesine bakılarak seçiliyor. Bu faktörlere bakıldığında listenin 3. Sırasında Angela Merkel, 2. Sırada Donald Trump, ve   1. Sırada ise Vladim...

İlklere İlk Yazım

Seneler; bir çok insan fazlasıyla şey yaşar bu zaman diliminde ve bir çok anı biriktirir. Aslında insanın senelerce en çok yaptığı şey susmaktır belki de ya bazen yeri değildir yada mantıksız gelir konuşmak. O yüzden yazıyorum bende bir zamandan beri. Ama burada farklıymış gerçekten sustuklarım hep bendeydi önceden şimdi başkaları da okuyabilir hissi var. Hem telaşlı hem mutluyum aslında. Bu mecraya  girmeden önce sürekli hangi konu hakkında yazabilirim diye çok düşündüm. Kesin bir konu belirleyemedim kafamda sonra fark ettim ki ben sadece yazmalıyım aslında konu önemli değil, sadece bir şeyler anlatmalıyım. İşte bu istekten ötürü de ilk blog yazımın içerisindeyim şuan. Her şeyin ilki için çelik gibi bir cesaret olmalı bence. Mesela okula ilk gittiğim günü hatırlıyorum da sanki o köpekli yoldan geçen ben değilim. İlk kız arkadaşın elini tutmak örneğin nasıl bir cesaret gerektirir bilirsiniz. Bu da benim bu mecrada ki ilk yazım ve her ilk gibi cesaret gerektirdi. Umarım sonucund...

Tarihi Kaş Ve Büyülü Olympos-Çıralı

Antalya’nın en batısında yer alan küçük bir o kadar da şirin bir tatil beldesi Kaş. Turistlerin gözdesi konumunda olan Kaş Toros dağının yamacına Likyalılar tarafından kurulmuş. Tarihte Antiphellos, Habesos ve Andifli gibi bir çok isimle anılmış. Karia ve Likya Bölgeleri arasındaki bağlantıyı sağlayan yolların kesişme noktasında bulunan Antiphellos, aynı zamanda bir ticaret limanıymış. Tarihte olanlardan bu yana birçok uygarlığa ev sahipliği yaparak üzerinde tarihi izler bulunan antik kent, Roma Dönemi’nde önem kazanmış ve Bizans Dönemi’nde de piskoposluk merkezi haline gelmiş. DEV BEGONVİLLER VE TAŞ BİNALAR Aynı zamanda antik kent gezmekten hoşlanmayanlar ise Kaş’ın şahane kumsallarında güneşlenebilir, kanoya binebilir ya da yamaç paraşütü yapabilir. Kaş’ın merkezini balık lokantaları, hediyelik eşya satan şirin dükkanlar ve tur acentelerini kaplıyor.   Ara sokaklar ise tamamen bir yarım ada olduğunu dev begonvilleri ve taş binalarıyla belli ediyor. Daracık sokaklarda ...